8 Nisan 2010 Perşembe

Delik Deşik

Kirpi gibisin çocuk
Her tarafın diken
Kim elini uzatsa
Delik deşik
Üstelik sen de kan içindesin...

Attilâ İlhan

4 Nisan 2010 Pazar

Esaslı Tasvir

Jaluzinin boşluklarından sızan ışığı hatırlıyorum. Bir de loş ışığı ardına alıp pervasızca çalan,susmak bilmeyen müziği...
Herşey yerli yerinde fakat bir o kadar da "döke saça" yaşanıyor duygusu uyandırıyor.Bense yine nesnelerin dünyasında;detayların kokuların ülkesinde kaybolmuşçasına inceliyorum odayı gözbebeklerimi büyüterek...
Sesler var bu evde.Bolca hem de.Şiirler,"olmak istenenler" var.Korkular var. Perdelenmiş,gün yüzü görmemiş endişeler...
Kadim dostlarla ve yahut aileyle oturulmuş mükellef bir rakı sofrasının vaad ettiği güveni asla vaad etmeyen,şüphe ve şaibenin daima kolkola gezdiği ama insanı kucaklamaktan da imtina etmeyen kusursuz bir yalancı bu ev...
Zamanın bir yerinde asılı kalmış,benzerliklerin,özlenen yeri dolmayan anların iz düşümlerine sarılmış iki ruhun,sonunu bile bilze izledikleri dramatik bir müzikalin sahnesi,oditoryumu...
Söyledim ya;muazzam bir üç kağıtçı,profesyonel bir yalancı bu ev...
Dudakları alev alev,sözleri tuzak kusursuz bir fahişe...
Her dokunuşunda bir parçamı daha alıp götüreceğinden emin olduğum halde çekimine kapılmaktan vazgeçmediğim...