28 Ocak 2010 Perşembe

Vahşet Tanrısı.




Çocukları kavga etmiş olan iki aile “medeni bir uzlaşmaya varmak” istemektedir. “Kibarca” konuşmaya başlarlar aralarında. Ama sonunda kıyamet kopar. Çünkü hayatları farklı mutsuzluk biçimlerinden oluşan bu dostlarımız şu gerçeği bilmiyorlardır: İnsan aşkı ve evliliği hayalleriyle –yeteneğiyle- yaratır ve karakteriyle mahveder.Karakter kaderdir !

-------------------------------------

Bu sinopsisle özetlenmiş bir oyun Vahşet Tanrısı. Çok iddiali drama öğeleri barındırıyor gibi görünse de,aslında izleyiciyi çok güldüren,her repliğiyle anında reaksiyon almayı başaran ve anlık oyunlarla afallatıp kişiye gerçeğini sorgulatan bir oyun.

Atılan o kadar kahkahanın ardından "Ulan niye güldük ki bu kadar,berbat durumlar bunlar!" deme ihtimaliniz yüzde 95. Paranoyalara gark olup eşinizden,dostunuzdan,sokaktaki insandan işkillenme ihtimaliniz de cabası.


Gayet olağan bir çocuk kavgasına müteakip yaşanan ebeveynler çatışmasının 21.yüzyıl Fransa'sında yaşanmasının bir hiç önem arz etmemesi,kadın denen varlığın inanılmaz hırsı,erkeğin kadınına tahakküm edemeyişinin acısını iş hayatından çıkarır halleri ve çift olarak "yalnızlaşmak"... Sanırım oyunun sonundaki hafif şaşkın ama bir o kadar algıları açık halim,yıllardır öğretilen "birlikte yaşlanma","dünyaevine girme","bir yastıkta kocama" gibi sevimli ifadelerle süslenen evlilik olgusunun tüm dünyada ve tüm insanlar için müşterek bir şablon üzerinden oynanan bir oyun olduğu gerçekliğiyle sarsılmaktandı..

Zafer ALGÖZ'ün kendi içinde çatışan dengesiz halleri,Zerrin TEKİNDOR ve Ülkü DURU'nun kendilerine biçilmiş rolleri giymek zorunda bırakılmış histerik durumları,İşdar GÖKSEVEN'in aşırıya kaçan kabullenmiş işkolikliği adeta gerçekti.
Gidiniz izleyiniz efendim.

24 Ocak 2010 Pazar

The Wonderful Wizard Of Oz



aslan: herşeyden korkuyorum gölgemden bile, haftalardır uyuyamıyorum.

korkuluk: koyun saymayı denesene?

aslan: ooo hayır, olmuyor çünkü koyunlardan da korkuyorum.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Kaçmak.

"Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım."***

***Sabahattin Ali

19 Ocak 2010 Salı

"uğraş didin,farklı şeyler yapmak için..."

"Yine karanlık bir salı,yine plaza katlarında sıkışmış,özgürlükleri ceplerindeki kredi kartlarının limitiyle sınırlandırılmış gençten insanlar" diye başlayacak halim yok bu yazıya.
Dışarıda kar yağıyor(muş).Şu an memleketimin en önemli en iddialı meselesi bu.Hatta şimdiden "Karın iki yüzü","Beyaz Çile" şeklindeki eski fotoroman adlarını anımsatan haber başlıklarını görür gibiyim(Anti Klişe Timi duruma müdahele etmeli, evet!)
Fona bir şarkı lazım kesin..İyi bir şarkı olmadan nihayete eremeyecek gibi bakıyor bugün bana...

yüzünü dökme küçük kız
bırak üzülmeyi
yalnız sen misin bir düşün
unutan sevilmeyi
her siyahın bir beyazı
gecelerin gündüzü de vardır
yüzünü dökme küçük kız
kızma onlara
yalnız sen misin bir düşün
zincir oranda buranda
her tutsağın bir kaçışı
uykunun uyanışı da vardır
yüzünü dökme küçük kız
yaşamın anlamını bul
sonra dinle kendini
yolunu bil
her siyahın bir beyazı
gecelerin gündüzü de vardır